Bir basketçinin bilinmeyen tarihi

Ortaokul öğrencisi suratı asık bir halde eve geldi, çantasını yere fırlattı, yukarı odasına koşup kendisini yatağa attı ve ağlamaya başladı. En büyük rüyasını gerçekleştirememişti. Okulun basketbol takımına girmek için elinden geleni yapmış, ama başaramamıştı.
Annesi sessizce odaya girdi ve şefkatle ne olduğunu sordu. “Takıma giremedim.”dedi küçük delikanlı. “Bana ‘ sen küçüksün’ dediler.”
Annesi oğlunun yanına oturdu, kolun boynuna dolayıp şöyle dedi:
“Yavrum, önemli olan takıma giremeyecek kadar küçük olman değil; içindeki basketbolcunun ne kadar büyük olduğu.”
Annesi bu söyleyip odadan çıktıktan sonra, minik delikanlı yatağında doğruldu kendisini her zamankinden daha güçlü hissediyordu. Evet, belki küçüktü, ama içindeki basketbolcu çok büyüktü! Ertesi sabah, erkenden antremanlara gitti. Her gün, her hafta, her ay... hep annesinin söyledikleri yankılandı zihninde. Günler geçtikçe, hem içindeki basketbolcu hem de azmi büyüdü.
Ertesi sene, takım seçmeleri yine yapıldı. Bu defa, minik delikanlın içindeki büyük basketbolcu kendisini yeterince gösteriyordu. Takımın hocası ondan çok etkilendi ve onu takıma aldı. Sonraki senelerde, takımdaki yerini hep korudu. Hep daha iyiye gitti, gelişti.
Çok geçmeden dışarıdan teklifler gelmeye başladı. Önce amatör takımlarda oynadı. Sonra başarı merdivenini üçer beşer tırmandı.
Tüm dünya, bir zamanlar okul takımına bile giremeyen Michael Jordan’ı basketbol takımının en başarılı oyuncularından birisi olarak tanıdı...

asık - нахмуренный
fırlatmak - бросать, кидать
gerçekleştirmek - осуществлять
elinden gelen - все от него зависящее
şefkat - сочувствие
dolamak - зд. обнять
antreman - тренеровка
yankılanmak - повторять
zihninde - мысленно, про себя
azim - воля, решимость, упорство
teklif - предложение
amatör - любительский