ÇİZMELİ KEDİ
Bir zamanlar, üç oğlu olan bir değirmenci varmış. Değirmenci ölünce büyük
oğluna değirmen, ortanca oğluna eşek, küçük oğluna da kedi miras kalmış. Küçük
oğlu bu duruma çok üzülmüş.
“Kedi ne işine yarar ki insanın?” diye yakınmış. “Pişirip yiyemezsin
bile.” Kedi bunu duymuş ve hemen cevap vermiş. “Kötü bir mirasa sahip
olmadığınızı göreceksiniz efendim. Bana boş bir çuval ve bir çift de çizme
verirseniz, neye yarayacağımı görürsünüz.”
Şaşkınlıktan ağzı bir karış açık kalan çocuk, kedinin istediklerini
yapmış. Kedi çizmeleri giyince ayna karşısına geçmiş ve kendini pek beğenmiş.
Sonra kilerden taze bir marulla güzel bir havuç seçip ormanın yolunu tutmuş.
Ormanda çuvalın ağzını açmış, marulla havucu çuvalın içine yerleştirip bir
ağacın arkasına saklanmış. Çok geçmeden taze sebzelerin kokusunu alan küçük bir
tavşan çuvalın yanına gelmiş, zıplayıp içine atlamış. Kedi saklandığı yerden
çıkıp çuvalın ağzını sıkı sıkı bağlamış.
Ancak Çizmeli Kedi tavşanı efendisine götürmek yerine doğruca saraya
gidip Kral’la görüşmek istediğini söylemiş. Kral’ın huzuruna çıktığında yere
eğilerek, “Yüce Efendimiz, size Efendim Marki’den bir hediye getirdim,” demiş.
Bu hediye Kral’ın çok hoşuna gitmiş.
değirmenci - ìåëüíèê
miras – íàñëåäñòâî
sahip – âëàäåëåö, õîçÿèí
çuval - ìåøîê
çizme - ñàïîãè
şaşkınlık - óäèâëåíèå
ayna - çåðêàëî
kiler - êëàäîâêà
zıplamak - ïðûãàòü
huzuruna çıkmak - ïîëó÷èòü àóäèåíöèþ
yere eğilmek - ïîêëîíèòüñÿ
marki – ìàðêèç
Üç ay boyunca Çizmeli Kedi saraya o kadar çok hediye götürmüş ki, Kral
artık onun yolunu gözler olmuş. Derken Çizmeli Kedi’nin dört gözle beklediği gün
nihayet gelmiş çatmış. “Bana sakın neden diye sormayın ve bu sabah ırmağa gidip
yıkanın,” demiş sahibine. Çizmeli Kedi, o sabah Kral’ın Prenses’le, yani kızıyla
birlikte ırmağın kenarından geçeceğini biliyormuş.
O sabah, Kral’ın faytonu ırmağın yakınından geçerken Çizmeli Kedi telaşla
yanlarına yaklaşmış. “Yardım edin! Yardım edin!” diye bağırmış. “Efendim Marki
boğuluyor!” Kral hemen bir alay askerini ırmağa yollamış.
Fakat Çizmeli Kedi bununla da kalmamış. Kral’a, efendisi ırmakta yüzerken
hırsızların onun elbiselerini çaldıklarını söylemiş. (Oysa Çizmeli Kedi,
efendisinin elbiselerini çalıların arkasına kendisi gizlemiş!) Kral, hiç
gecikmeden Marki’ye bir takım elbise yollamış. Tahmin edeceğiniz gibi Çizmeli
Kedi’nin sahibi, kendisine Marki denmesine çok şaşırmış, ama akıllılık edip hiç
sesini çıkarmamış.
Marki güzelce giydirildikten sonra Kral onu gideceği yere götürmek için
faytonuna davet etmiş ve kızıyla tanıştırmış. Prenses, iki dirhem bir çekirdek
giyinmiş olan Marki’ye bir bakışta âşık olmuş.
ırmak - ðå÷êà
kenar - áåðåã
fayton - ôàýòîí, êàðåòà
boğulmak - òîíóòü
hırsız - âîð
çalmak - êðàñòü
çalı - êóñò
gizlemek - ïðÿòàòü
gecikmeden - íå ìåøêàÿ, íåìåäëåííî
davet etmek - ïðèãëàñèòü
tanıştırmak - ïîçíàêîìèòü ñ êåì-ëèáî
iki dirhem bir çekirdek giyinmek - ðàçîäåòüñÿ â ïóõ è ïðàõ
O sırada Çizmeli Kedi koşa koşa oradan uzaklaşmış. Çok geçmeden büyük bir
tarlada ot biçen insanlara rastlamış. “Beni dinleyin!” diye bağırmış. “Kral bu
yöne doğru geliyor. Size bu tarlaların kime ait olduğunu sorarsa ona efendim
Marki’ye ait olduğunu söyleyeceksiniz. Yoksa sizi dilim dilim doğrattırırım!”
Sonra Çizmeli Kedi bir süre daha koşmuş ve büyük bir tarlada buğday biçen
adamlara rastlamış. Aynı şeyi onlara da söylemiş. Sonra tekrar koşmuş ve her
rastgeldiği insana aynı şeyleri tekrarlamış. Derken Dev’in şatosuna varmış.
Kral’ın Faytonu Çizmeli Kedi’nin geçtiği yerlerden geçerken Kral her
rastgeldiği insana, “Bu tarlalar kime ait?” diye soruyormuş. Her defasında da
aynı cevabı alıyormuş. Kral, Marki’nin bu kadar çok toprağa sahip olmasına
şaşırmış. (Çizmeli Kedi’nin sahibi de öyle!)
O sırada Çizmeil Kedi Dev’in şatosunda başka bir işler çevirmekle
meşgulmüş. “Dev,” demiş Çizmeli Kedi, Dev’in nefesinin kokusundan iğrendiğini
gizlemeye çalışarak. “Senin aynı zamanda müthiş bir sihirbazlık gücünün olduğunu
söylüyorlar, doğru mu?”
“Öyle diyorlarsa, öyledir,” demiş Dev alçak gönüllülükle.
“Örneğin, istersen hemen bir aslana dönüşebildiğini söylüyorlar,” demiş
Çizmeli Kedi. Bunu söyler söylemez Dev hemen kendini bir aslana dönüştürüvermiş.
Çizmeli Kedi kendini dolabın üzerine zor atmış. Dev tekrar eski haline dönünce
dolaptan aşağı inmiş. “Mükemmel!” demiş Çizmeli Kedi. “Ama fare gibi küçük bir
şeye dönüşmek senin gibi cüsseli biri için imkânsız olmalı!”
“İmkânsız mı?” diye gülmüş Dev. “Benim yapamadığım şey yoktur!” Dev bir
anda fareye dönüşmüş, Çizmeli Kedi de onu hemen yutmuş.
Derken Kral, Dev’in şatosuna varmış. Şatonun artık kime ait olduğunu
tahmin etmişsinizdir herhalde! Çizmeli Kedi Kral’ın faytonunu şatonun yolunda
karşılamış. “Bu taraftan gelin,” demiş. “Sizi bir ziyafet bekliyor.” (Dev o gün
birkaç arkadaşına bir ziyafet vermeyi planladığı için yemeklerle donatılmış
büyük bir masa hazır bekliyormuş!”)
O gün sonunda Çizmeli Kedi’nin sahibi marki Prenses’le nişanlanmış. Bir
hafta sonra da evlenmişler. Çizmeli Kedi’ye ne mi olmuş? Dokuz canından dokuzunu
da sefa içinde sürmüş ve bir daha da fare avlamasına gerek kalmamış - ara sıra
avlamış, o da kedi olduğunu unutmamak için.
tarla - ïîëå
ot biçmek - êîñèòü òðàâó
ait - ïðèíàäëåæàùèé
dilim dilim doğratmak - ïîðóáèòü íà êóñî÷êè
buğday - ïøåíèöà
tekrarlamak - ïîâòîðÿòü
Dev - âåëèêàí
şato - çàìîê, äâîðåö
toprak - çåìëÿ
müthiş - óæàñíûé
sihirbazlık - âîëøåáñòâî, ìàãèÿ
dönüşmek - ïðåâðàòèòüñÿ
mükemmel - çäîðîâî! âåëèêîëåïíî!
cüsseli - òó÷íûé
imkansiz - íåâîçìîæíî
yutmak - ãëîòàòü, ïðîãëàòûâàòü
ziyafet - ïèð
sefa içinde - êàê ñûð â ìàñëå